top of page

Zenginler Diyarı Sardes

  • Yazarın fotoğrafı: Spil'in Çocukları
    Spil'in Çocukları
  • 30 Eyl 2023
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 24 Eki 2023

Sardes'te kazı çalışmaları 100 yılı aşkın maziye sahip. Bu çalışma Amerikalı arkeologlar tarafından sürdürülüyor. Daha ne kadar yerin kazılacağı söylenemiyor; çünkü kentin yayıldığı alan bilinmiyor.


Yörenin en önemli özelliklerinden biri höyük şeklindeki kral mezarları. Lidya döneminde fahişelere yaptırılan höyüklerden birinde Karun Hazinesi bulunmuştu. Höyüklerin çoğunda mezarlara ulaşılamıyor.


İzmir-Ankara karayolu, Salihli yakınlarındaki Sartmustafa Köyünün ortasından geçer. Trafiği her zaman yoğun olan Ankara asfaltının gürültüsünden kurtulup Antik Çağda adı "Paktolos" olan küçük dereyi izlerseniz, Sardes kalıntıları ve Artemis Tapınağı'na ulaşabilirsiniz. Yoldan görünen kalıntılar değildir bunlar.

Sardes, ünlü Lidya Kralı Krezüs'ün de başkent olarak kullandığı, dönemin en önemli şehirlerinden biridir. Zenginliği günümüzde bile dillere destan olan Lidya Kralı Krezüs (halk dilindeki adıyla Karun) ünlü hazinelerini büyük ölçüde, "Paktolos" gibi Bozdağ'dan "altın" akıtan küçük derelere borçludur. O dönemde, derelerden akan kumla karışık altınlar atölyelerde ayrıştırılır, sonra, hünerleriyle günümüzdekileri bile geride bırakabilecek ustaların elinde, paha biçilmez eserlere dönüştürülürdü. Karun'u Karun yapan da işte bu eserlerdi.


Altınların bir kısmı ise gümüşle karıştırılarak para haline getirilir ve ticaretin daha o günlerde vazgeçilmez aracı olarak kullanılırdı.


Para, güç demektir. Lidya Kralları da bu güç sayesinde güçlü ordular kurmuşlar, çevrelerine korku saçan savaşçı bir ulus olmuşlardır.


Ne yazık ki rezervler tükendiği için günümüzde bu derelerden altın üretilemiyor. Peki Lidyalıları ünlendiren altınlara ne oldu? Bazıları müzelerin baş köşelerinde fakat çoğu hala toprağın altında.


Antik çağların görkemli şehri Sardes'te de araştırmalar asırlık, hatta 5-6 asırlık. Sardes kazıların ilginç öyküsünü, günümüzün kazı başkanı California Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Crawford H. Greenewalt'tan dinliyoruz:

Celal Şentürk, Mr.Greenewalt ve Haydar Aksakal

"19. yüzyılda, Prusya Konsolosu Ludwing Spiegelthal Sardes'te kazı çalışması yapar. Karun gibi zengin, sözünün atfedildiği, Lidya Kralı Krezüs'ün babası Alyattes'in mezarını açar. Ancak bölgedeki en ilginç araştırma Osman Hamdi Bey zamanında başlatılmıştır.


İngilizler Efes'te kabartmalı sütun parçaları bulduklarında, Osman Hamdi Bey, (Bunlardan Efes'te var. Tarihçi Herodot, sütunların Krezüs tarafından Efes'e getirildiğini söylüyorsa, Sardes'te de olmalı" diye düşünür ve asistanı George Mendel'i Sardes'e gönderir. Ama Mendel burada kabartmalı sütunlara rastlayamaz.


Sonra, Howard Crosby Butler adlı Amerikalı bir arkeolog, bölgede çalışmak için Osman Hamdi Bey'den izin alır. 1910-14 yıllarında kazı yapar. Ancak Birinci Dünya Savaşı patlak verince çalışmaları yarım kalır. 1922'de Sardes'e geri dönse de kazıyı tamamlamaya ömrü yetmez!


1958'de ise Harvard ve Cornell Üniversiteleri'nin buralarda yeniden araştırma yapmaya başladığını görmekteyiz. Araştırmaların başında benim de hocam olan Prof. Dr. George Hanfmann vardı. Kendisi, 1976'ya dek burada kazı başkanı olarak görev yaptı, emekli olunca görevini ben üstlendim."


Yazılı belge az

Sardes kazıları da dönem insanının nasıl yaşadığını öğrenmeyi amaçlıyor. Profesör Greenewalt bugüne kadar günışığına kavuşturulan değerler ve Lidya uygarlığı hakkında şu bilgileri veriyor:

Mr.Crawford H.CL01 Greenewalt,Jr, Rahşan Oto, Haydar Aksakal

"Sardes'in ne kadar bir alana yayıldığını tam olarak bilemiyoruz. Artemis Tapınağı Büyük İskender döneminden sonra yapılmaya başlandı. Ancak gördüğümüz muhteşem sütunlar daha çok Romalılara ait.

Tapınak sütunlarının yakın tarihlerde sökülmeye başlandığını biliyoruz. Hatta buradan sökülmüş koca bir taşı, İzmir Ankara asfaltının öbür tarafında bulduk.iki kültür bir arada.


Tarihte yaşamış bir milletin geçmişini öğrenmede en önemli materyaller, yazılı belgelerdir. Bu dönemi incelerken çok az yazılı materyal görmekteyiz. Bunlar da Krezüs Devrinden sonraki döneme ait.


Lidya Uygarlığının bir yüzü Anadolu'ya, diğer yüzü İyonya'ya yani Yunan Uygarlığına dönüktü. Lidya bu yüzden her iki kültürün de izlerini taşır. İki uygarlığın gerek ticari, gerekse kültürel ilişkilerinin ne derece güçlü olduğunu kazılarda çıkarılan bir seramiğin motiflerinden bile anlamak mümkün.


Sardes'te ziyaretçileri adeta büyüleyen sütunlar ise, şehrin kuzeyindeki Bozdağ'dan getirilmiş. Mabedin arkasındaki mermer madeni olarak kullanılmış mağarada da birçok eski parça bulmaktayız.


Gelen yerli ve yabancı turistler genelde Artemis Tapınağı ve Gimnazyum'u ziyaret ederler. Burada bir de MS 4. ve 5. yüzyıllara tarihlenen Roma döneminden kalma çok büyük bir havra var. Hatta buna Antik Çağ'daki en büyük havra diyebiliriz."


Profesör Greenewalt Sardes'te bu yıl Haziran'da başlattığı çalışmaları Ağustos'un 15'ine kadar sürdürecek. Kazıda görev alan yabancı eleman sayısı 20 ile 30 kişi arasında değişiyor. İşçiler ise Sartmustafa Köyü'nden seçiliyor. Greenewalt, uzun yıllardır Sardes'te olduğu için köylülerle çok iyi ilişkiler kurmuş.


Bintepeler araştırılmalı

Lidya Uygarlığının merkezi Sardes'te, çok eski dönemlerde yaşamış birçok kültüre ait yapılar var. Ege'nin hemen her yerinde rastlanan höyük şeklindeki "Bintepeler"in büyük çoğunluğu da Salihli ile Uşak arasında.


Araştırmacılar, yapımları MÖ 3000'lere, günümüzden 5000 yıl öncesine kadar uzanan mezarlara rastladılar. Lidya döneminde höyüklerin işçiliğini fahişelerin üstlendiği biliniyor.


Höyükler asırlardan bu yana hazine peşinde koşan yeni uygarlıklar ve defineciler tarafından delik deşik edildi. Nitekim, 1960'larda Uşak'ta köylüler Karun Hazinesini buldu. Amerika'ya kaçırılan hazine, büyük mücadele sonucu geri getirilebildi. Yörede, yerleri henüz saptanamamış birçok antik yerleşim alanı ve mezarına ulaşılamamış birçok höyük daha var. Bunların bilimsel yöntemlerle araştırılması gerekiyor. Bintepeler'de MÖ 3000 tarihinden önceki dönemlere ait taş malzemeler, baltalar ve bıçaklara da rastlandı. Böylece buralarda yontma taş devri insanlarının da yaşadığı anlaşıldı.


Haydar Aksakal, Ömer Genç, 2000


Yazı, Haydar Aksakal'ın Zenginler Diyarı Sardes yazısından alınmıştır.


Comentarios


bottom of page