Spil'in Çocukları

Manisa Müzesi

Mimar Sinan’ın Ege Bölgesi’ndeki tek eseri Muradiye Medresesi, Sultan 3. Murat tarafından 1585 yılında yaptırılmıştır. Medrese, 1937 yılında Manisa Müzesi haline getirilmiştir. Müzenin arkeoloji bölümü, külliyenin imarathanesidir (Osmanlı Devleti döneminde yoksullara yardım amacıyla oluşturulan hayır kurumları) ve 2002 yılında beri onarımda olduğu gerekçesiyle kapalıdır. Medrese bölümü ise 2011 yılından bu yana etnografya bölümü açıktır.

Müzede Sardes (Salihli), Philadelphia (Alaşehir), Thyatira (Akhisar), İulia-Gordos (Gördes), Apollonis (Mecidiyehisar), Magnesia ad Sipylum (Manisa), Attalia (Selçuklu-Akhisar), Daldis (Kemer-Salihli), Tabala (Yurbaşı-Kula), Maioneia (Menye-Kula) gibi antik kentlerde bulunan buluntular bulunmaktadır. Müze, Tunç Çağı’ndan Bizans dönemine kadar farklı dönemleri temsil ederken, 25.000 yıllık ayak izine de ev sahipliği yapmaktadır.

Sunak, kilise, sinagoglarda bulunan mozaik, rölyef, heykellerin yanı sıra çömlek, kandil, toka gibi günlük eşyalar da sergilenmektedir.

1949’da L.H. Jeffery gözünden Manisa Müzesi

1900’lerin ilk yıllarında şimdi Manisa Müzesi olan Muradiye Külliyesi

Manisa Müzesi’nde Marsyas Heykeli ve Marsyas’ın Acılı Hikayesi

1987 yılında Sarıgöl’de bulunan Marsyas heykeli, ABD’ye kaçırılmıştı.1994 yılında ise etkin bir çalışma sonucu ülkemize iadesi olmuş, bu kez 2002 yılında Manisa Müzesi’nden kaçırılmıştı. (Manisa Müzesi’nden kaçırılan ne ilk ne son eser). Nihayet yeniden bulundu ve 114 cm uzunluğundaki mermer Marsyas heykeli ait olduğu yerde Manisa’da Manisa Müzesi’nde sergileniyor.

Manisa Müzesi’ndeki 114 cm boyundaki Marsyas heykeli

Marsyas nedir, kimdir diyecek olursanız:

Marsyas doğa, şarap ve tiyatro tanrısı Dionysos’un satirlerinden (yarı keçi yarı insan kır ve orman koruyucuları) biridir. Talihsiz bir olayla lanetlenmiş ve cezalandırılmıştır.

Yunan mitolojisinde geyik kemiğinden tarihinden ilk flütünü yapan Athena (Roma mitolojisinde Minerva) flütü gösterdiği herkesin flütü çalarken yanaklarının şişmesi ile kendisiyle dalga geçmesi ve ırmak kenarında şiş yüzünü görmesi ile kendisinin de beğenmemesi üzerine flütü ormana atar ve atarken çalacak olanları lanetler.

Flütü bulan Marsyas zamanla flütü çalarken ustalaşır ve ününü herkes duyar. Marsyas’ın geliştirdiği bu flüte Frigya flütü denir.

Bir gün Attis’in ölümünden büyük üzüntü duyan Kybele ile karşılaşır, ona flüt çalar, yolunda eşlik eder, tüm Anadolu’yu Kybele ile dolaşır. Geceyle gündüzün eşit olduğu Kybele törenlerinde flüt çalar. Herkes Marsyas’ın müziğinden söz eder. Öyle ki ünü çaldığı lir ile tanınan Apollon’a (Roma mitolojisinde Apollo) ulaşır. Apollon ile Marsyas arasında bir müzik yarışması düzenlenir ve berabere kalırlar. Kral Midas’ın oyu Marsyas’adır. Apollon bu oya çok kızar ve Midas’ın iyi duymadığını düşünerek kulaklıklarını eşek kulağına çevirir. Kazananı belli etmek için enstrümanlarını ters çalmaları istenir. Apollon liri ters çevirir ve kolaylıkla çalar; ancak Marsyas için durum öyle değildir, flütü ters çalamaz. Apollon Marsyas’ı bir zeytin ağacına bağlar, canlı canlı derisini yüzer ve öldürür. Bu acı olay sonunda ağlayan perilerin gözyaşları Marsyas Irmağı yani şimdiki Çine Irmağı (Çine, Aydın’ın ilçesi) oluşur.

Marsyas’ın hikayesi ile ilgili detaylı bilgi isterseniz buyrun. (Yazıda hikayenin farklı kaynaklarca anlatımını okurken, kulağınızda canlandırmanız için lir ve flütün örnek sesini dinleyebilir ve konuyla ilgili yapılan resimleri görebilirsiniz.)

Tanrıça Hestia

Rhea ve Kronos’un kızı, Zeus’un en büyük kız kardeşidir. Olimpos’taki tanrıların en kibarı ona Hestia, aileyi temsil eder. Antik Yunan’da tapınağı inşa edilmemiştir. Olimpos’taki yerini Dionysos’a vermiştir. Apollon ve Poseidon Hestia ile birlikte olmak isterler, Hestia Zeus’tan sonsuza kadar bakire kalmayı isters ve Zeus tarafından kabul edilir. Roma mitolojisinde Vesta’dır. Romalılar, Yunanlıların aksine ona bir tapınak inşa etmiştir. Roma’da seçkin ailelerin bakire kızlarından seçilen Vesta rahibeleri ismini Vesta yani Hestia’dan alır.